Dün akşam eve girer girmez dikiş yapalım anne dedi. Tamam yapalım oğlum ama önce kumaş bulmamız lazım dedim. Eski çoraplarından yaparız dedi. Peki ne yapalım dedim. Bir düşüneyim dedi suratında hımmlama mimikleri ve sesleriyle. Bu arda bende bir yandan ellerimi yıkayıp üstümü değiştirmeye çalışıyordum. Sonra meraklı minikte gördüğüm ve çok hoşuma giden bir tavşancık geldi aklıma. Oğluşa tavşan yapalımmı diye sordum kabul etti.
Pekte eski olmayan ama rengarek çoraplarımı kurban verdim oluşun hevesine. O iplik çözdü, ben iğneye geçirdim. O kesti, ben diktim. O doldurdu ben kapattım. İşlem sırasınra o bana büyük terzi diye hitap etti bende ona minik terzi. Gül gibi geçinip gittik. Ve işte ortak çalışmanın sonucu ürünümüz.
Yapılışı çok kolay. Çorabın bir tekinin topuğunu içine diktim böylece boru şeklinde olmasını sağladım. Diğer çorap önce baldanadam tarafından ikiye bölündü sonra kulaklar için iki parça kestim. Kulakları tersinden diktim. Düz çevirdim. Oluş içine pamuk doldurdu. Kenarlarını içe kıvırarak ana gövdenin üstüne diktim. Sonra tavşanın yüzünü boyadım. Gerisi çorabı elinize geçirmeye ve hayal gücünüze kalmış. Herkese sevgiler...
Not: Biz terzilik işleri ile uğraşırken bize mama hazırlayan sevgili babişkomuza teşekkürler. Nefis olmuştu. Yapınca gerçekten güzel yapıyorsun ;)
13 Ekim 2010 Çarşamba
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
1 yorum:
elinize sağlık.. ben pek beceriksizim bu konularda :)
Yorum Gönder