Hergün parka giderken yanına bir oyuncak almasına izin veriyorum. Bugün minik kaplumbağasını aldı. Parkta arkadaşı Ekinle birlikte kaplumbağaya yemek yaptılar, ev yaptılar sonra sıkılıp başka oyunlara daldılar. Kaplumbağacık bıraktıkları köşede dururken başka bir arkadaşlarını gördüler. Peşinden parkın öbür unuca koşmaya başladıklarında ben etrafa dağılmış eşyalarımızı zorlukla toparlayıp arkasından gittim.
Malesef kaplumbağacığı orada bırakmışız. Bunu park dönüşü eve gelince farkettik. İyice yorulmuş ve uykusu gelmiş halde yatağa yattığında kaplumbağası aklına geldi. Öyle içli ağladıki ikna için söylediğim sözler, kendi oyuncağımı unutma hikayem, kaybolan kuşumun hikayesi hiç biri teskin etmedi yavrumu. Ben kaplumbağamı istiyorum, onu çok özledim diye ağlayarak uykuya daldı kuzum. Öğle çok ağlayan mızmız bir çoçuk olmadı hiç, o yüzden içli içli ağlaması çok dokundu bana.
Benim yavrucum minnacık oyuncak kaplumbapasını özlediği için ağlarken, başka çoçuklar babalarının cenazelerine ağlıyorlar şimdi. Keşke hiç bir çoçuk sevdiği hiç bir şeyi kaybetmese, hiçbirşeyi özlediği için ağlamasa... Maden ocağındaki göçükte kaybettiğimiz tüm kardeşlerimize rahmet, ailelerine sevenlerine sabırlar diliyorum.
21 Mayıs 2010 Cuma
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
5 yorum:
AMin :(
Ah ah ne kadar haklısın. Ne çok ağladım o madencilerin ardından. Sağ bulunsunlar diye de çok dua etmiştim ama olmadı...
Amin canımm yaa kıymam hiç birine :((sen belki yavruna kaplumbağa alırsın ama onlar ne yapsın dimi :( off..
amin.. allahım yavrularımızın başından eksik etmesin hiçbirimizi..
ölüm heryerde ama, yinsede bile bile o işe göndermek, kocayı, kardeşi evladı!! ne zor ...
rabbim yardımcıları olsun..
Amin Mihlivercim anne olunca inan dah abir anlıyor annesiz babasız yaşamanın ne kadar zor olacağını :(
Yorum Gönder