18 Haziran 2009 Perşembe
Baldanamla yürümek
Merak merak merak. Oğlumu bu kelimeyle tarif edebilirim. Her ayrıntıyı her değişikliği inceliyor, dokunuyor. Onunla yolda yürümek isterseniz her 30 saniyede bir durup bir şeyleri incelemesini, size göstermesini beklemek zorundasınız. Artık arabasını çok nadir kullanıyoruz. Arabayla gezerken bu merak duygusunu tatmin edemediğini anladım, sadece seyretmekle yetiniyormuş.
Çok acil bir işimiz varsa kucağıma alıyorum. Onun haricinde baldanadamın hızına ayak uydurup onunlar birlikte çevreyi tekrar keşfederek yürüyoruz. Caddenin başından evimize giden 10 dakikalık yolu yaklaşık bir-bir buçuk saatte alıyoruz. Baldanadam bütün dükkanların vitrinlerini inceliyor eğer izin verirsem içlerine de giriyor tabi. Nalbur, kuyumcu ve oyuncakçı en çok sevdiklerinden. Tabi kuruyemişçiyi de unutmamalı dükkanın önüne koyduğu 5 lt lik su şişelerini her seferinde kaldırmayı deniyor. Henüz kaldırmayı başaramadı ama ağır kelimesini ve manasını öğrendi. Artık bir şeyi kaldıramazsın diyince ağır diyor :)
Markete gezilerimiz çok daha renkli. Hemen onun sürebileceği boyda market arabasını eline veriyorum yoksa anında her yeri karıştırmaya başlıyor. Aklına esen şeyleri (ki bunlar genelde renkli paketlerde ve çoçukların ulaşacağı yerlerdeki abur cuburlar oluyor) sepete atıveriyor. Her seferinde bunları almıyoruz zararlı diyip geri yerine koyuyorum yada koyduruyorum. Alacağımız şeylere boyu yetişiyorsa ona aldırıyorum. Bir tane almakla yetinmeyip hemen "daha" diyor. Elini attığı şeylerin isimlerini söyleyip yerine geri koyuyorum. Meyve ve sebzeleri birlikte seçiyoruz. Aldığımız şeyleri kasaya o koyuyor, benim yardımımla tabi.
Baldanadamla gezmek çok yorucu ama bir o kadar eğlenceli. Etrafı keşfetmek, insanlara iletişime girmek hiç bir pahalı oyuncağın kazandıramayacağı bir deneyim sağlıyor ona. Artık mahallenin tüm çoçukları tanıyor, çağırıyorlar onu. O yüzden her fırsatta attalardayız...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder