30 Temmuz 2009 Perşembe
Mini mini kedicik
Çarşamba günü evde olduğum için sabahda birlikte parka gidiyoruz. Bu sefer yolda minik bir arkadaş edindik. Bizi görür görmez koşa koşa yanımıza geldi. O kadar minik ve sevimliydiki. Baldanadam için yanıma aldığım mamalardan ikram ettik ama pek itibar etmedi. Oğluş doğduğundan beri sokak hayvanlarını hep uzaktan seviyorduk ama bu miniği sevmeden durmak imkansızdı. Baldanadamla tüylerini okşadık. Kucağıma geldi yattı. Kısanç oğluş kendi kucağına gelmesi için işaret etti ona, ama minnoş kedi onu pek dikkate almadı. Neredeyse 15 dakika minik dostumuzla oyalandık. Sonra baktım oluş kediciğin kuyruğuna doğru hamleler yapıyor. Bilmeden canını yakmasın diye oradan ayrıldık. Bütün gün dilinden düşürmedi kediyi.
Sokak hayvanlarına yaklaşmasını çok da istemiyorum. Hastalıklı olma ihtimallerinin yanı sıra bilmeden ters bir hareket yapıp kızdırabilir, beklenmedik şeyler olabilir diye. Bunun yanında hayvanalra merhamet etmeyi de öğrensin diye onlara mama ve su vermeyi gösteriyorum. İnşallah uygun bir evimiz olursa bir hayvanla dost olmayıda öğretebilirim.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
3 yorum:
Bir japon balığı almıştım ben de,evde bakımı ve beslenmesi en kolay hayvan diye.Ama çok uzun yaşatamadık:(Bunda evdeki minik canavarın parmağı olduğundan şüpheleniyorum.Hayvan besleyebilmek için senin de yazdığın gibi uygun bir şart.
Balığı bende düşündüm ama bizim minik sularla oynamayı cok seviyor. Yukarılara koyuncada bir anlamı kalmayacak. Biraz daha beklemeye karar verdim balık için.
biz de kedilerle yatıp,köpeklerle kalkıyoruz.hem görmek,izlemek zevk,hem de anlatmak uzun uzun...
bir yerde okumuştum çocukların 0-2 yaş dönemleri tüm dünyada benzer geçiyormuş.
belki de bu kadar çok hayvan olmasındaki hikmet ,kuzularımızdır:)
Yorum Gönder